11 Ağustos 2013 Pazar

Candor - Pam Bachorz kitabının yorumu.. Farklı olmak çaba gerektirir..


Yurt dışında çıkan kapak görselini görüp baya üzüldükten sonra yine de Türkiye'de Delidolu Yayınları 'ndan çıkan Candor kesinlikle soluksuz bir maceraya çağırıyor sizi. 

Yurtdışından Çıkan Kapak Görselleri



Kitabımızın Benim Fotograflarımda ki yansıması :)









Kitabın Arka Kapak Yazısı 
Ödenecek bedeller ağır olsa da... farklı olmak çaba gerektirir.

Düzgün ve seviyeli insanların değişmez bir uyum içerisinde yaşadıkları, insan hayatını olumsuz yönde etkileyen hiçbir olgunun bulunmadığı örnek bir yaşam alanı... Temizliğin, sağlığın, huzurun ve uyumluluğun garantisini sunan ideal (!) bir toplum... Candora hoş geldiniz.

Her şeyin kendine has bir mükemmellik içerisinde işlediği sistematik bu yerleşim yerinde yaşamaya gönüllü olacak en sorunlu bireyler bile örnek birer vatandaş, kardeş, anne, baba veya çocuğa hızla dönüşebilir. Fakat tüm güzelliklerine rağmen Candor, üzeri cam bir fanusla kapatılmış şeffaf bir hapishane gibi. Candorda hissetmek, karar almak, söz sahibi olmak imkânsız; burada hiç kimsenin kendi "gerçekliğini" yaşama iradesi yok ve belki de en kötüsü, kimse bu tektipleştirilmişliğinin farkında bile değil. 

Yalnızca Candorın kurucusu ve oğlu, bu düzenin dinamiklerine hükmedebilir. Fakat Candora yeni taşınan Nia adındaki genç, güzel ve asi kız da Oscarın ve bu kusursuz yerleşkenin tüm dengelerini altüst etmek üzere.

Oscarın bir tercih yapması gerek; Nia ile Candor, aşk ile güven, bilinmezlik ile sıradanlık arasında..

Candor Kitap Yorumum 
Candor ; okuduğunuz tüm kitaplardan , izlediğiniz tüm filmlerden çok farklı..
Candor aslında acının yeri ..Dramın yeri.. Benlik arayışı yeri.. Sizin yönetildiniz bir yer..
Aileler için harika bir yer çocuklar için ise mesajlarla beyinlerinin yıkandığı yer.. 

Candor da herkes mutlu çünkü gençlerin beynine yerleştirilen mesajlar onların tüm zararlı alışkanlıklardan ve yasaklardan uzak tutuyor.
Candor'daysanız patetes kızartması yiyemezsiniz , kaykaya binemezsiniz , hafta sonlarını arkadaşlarınızla geçiremezsiniz ve en önemlisi CANDOR'u terk edemezsiniz. 

Sadece 1 kişi bu yapılanların farkında oda OSCAR.. Çünkü o Candorun yaratıcısı , mesajlarla insanlarının beyinlerine hükmeden adamın oğlu. Küçük yaşta bu beyin yıkamayı fark edip kendisi de yeni mesajlar yaratıp kendine babasının onun beynine hükmetmesini engelliyor. Ama Oscar için hayat Nia'nın da Candor'a gelmesiyle bitiyor. Sıkıcı olan yaşamı bir anda Nia'nın ışığıyla aydınlanıyor ve Aşk Oscar'ın bir çok konuda fedakarlık yapmasına neden oluyor. 
Nia'nın mesajlarla beyni yıkanmadan onu Candordan kaçırmak için planlar yapsa da Nia çok fazla dayanamıyor. Çünkü herkes aynı ama Nia'nın farklı oluşu artık Oscar'ın babasını da rahatsız ediyor. Oscar ne kadar çabalasa da aşkı Nia 'da Candor da ki tüm geçler gibi artık benliğini kaybediyor. Ama Oscar pes etmiyor ve büyük fedekarlık yapıp kendi kaçabilecekken Candor dan sevgilisinin kaçmasına izin veriyor.

Ve..

Peki Oscar babasını yakalandığında bu farklılık kaybolacak mı ? Yoksa kaybolmayacak mı ?



Alıntılar

Gitmek için yine uygun zaman .
Ama kalıyorum.Yine. Akıllıca bir şey yapmadığımı hissediyorum. Bu kızın etrafında olduğum zaman aklımı kaybediyorum. Bunun farkında olmama rağmen kendime engel olamıyorum.


''Onu siliyorsun !'' diye bağırdı annem. ''Onun yaşamış olduğunu bize unutturmak istiyorsun! ''

Babamda aynı şekilde bağırıyordu. ''Bununla başa çıkamıyorsun. Tek konuştuğun şey, Winston!''

O geceden önce de mesajlardan haberim vardı. Babamın çalışma odasını karıştırmıştım. İnşaat alanlarını dolaşmaya gittiğinde bilgisayarındakileri okumuştum.Çok tuaftı. İlginçti.

Ama mesajların bizi düzeltmek için icat edildiğini fark etmemiştim.



''Kim daha önemli?'' diye sordu. ''Ölü çocuğun mu? Yoksa hala hayatta olan çocugun mu?''

Annemin ne cevap verdiğini duyamamıştım; fakat sabah o yoktu, gitmişti. 



Nia elimi sıkıyor, yalnızca bir saniyeliğine. ''Sevdiğin birini asla unutamazsın.''

''Mesajlar her şeyi yapabilir.'' Ürperip kollarımı kendi bedenime doluyorum.

''Sözlerinle neredeyse beni inandıracaksın,''diyor. ''Ama bu imkansız.''

''Hayır, değil. Herkes o mesajları dinlemek zorunda . Ben. Sen.''

''Ben değilim.'' Bana bakmak için dönüyor. Burunlarımız neredeyse birbirine değecek. ''Ben ne istiyorsam, sadece onu yaparım.''



Kitabın Tanıtım Videosu 




Keyifli Okumalar Dilerim.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder